27 Ağustos 2010

kaç kere öğrendim ayrılığı
ne zaman kendi koynuma sığınsam
alnım yaslanacak bir omuz aradı
boynum düşecek bir sine

kaç kere öğrendim ayrılığı
ne yana dönsem gri duvarlar örüldü
bir ıslıkla havalara zıpladım
salyalı neşeler doldurdu çukurlarımı

kaç kere öğrendim ayrılığı
uyrukları uyruğuma uymadı
sana bir bir anlatacak değilim
hayra yormayı çoktan unuttum

kaç kere öğrendim ayrılığı
aklıma geldiğinde değil
zamanı geldiğinde ayrıldım hep
beni tek anlayan savruk bilardo toplarıydı

Hiç yorum yok: